TÜRK VATANDAŞLIK HUKUKUNUN TARİHİ GELİŞİMİ

Türk Vatandaşlık Hukukunun Tarihi Gelişimi : Türk hukukunun vatandaşlığa ilişkin düzenlemelerinin tarihi gelişimi Tabiiyeti Osmaniye Kanunnamesi, 1928 tarihli 1312 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu, 1964 tarihli 403 sayılı sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu, 2009 tarihli ve 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu uyarınca incelenecek olup, işbu anılan düzenlemeler geçmişten günümüze kadar yapılan düzenlemelerdir.

  1. Tabiiyeti Osmaniye Kanunnamesi

Tabiiyeti Osmaniye Kanunnamesi, Türk vatandaşlık hukukuna ilişkin ilk kez düzenleme bulunan düzenlemelerdir. Bu düzenlemeler bir zorunluluk hali sonucu ortaya çıkmıştır.[1] Osmanlı vatandaşı gayrimüslim kişiler, kapitülasyonlardan yararlanmak için yabancı devlet vatandaşlıklarına geçmeye başlamışlar ve bu durumun sonucu olarak da böyle bir düzenleme yapılması zorunluluk doğmuştur. Bunun sonucunda, Tabiiyeti Osmaniye Kanunnamesi düzenlenmiştir.[2]

1839 Tanzimat ve 1856 Islahat Fermanlarıyla birlikte modernleşme adımlarıyla birlikte Müslüman-gayrimüslim ikiliğinin ortadan kaldırılmak istenmesi amacıyla yayınlanan bunlarla birlikte 1869 yılında Tabiiyeti Osmaniye Kararnamesi ile Osmanlı vatandaşlığının din değil soy esasına bağlandığı belirtilmiştir. Düzenlemelerde geçen diğer önemli bir husus ise, ebeveynleri Osmanlı vatandaşı olan çocukların doğrudan Osmanlı vatandaşı kabul edilmeleri ve vatandaşlığın kapsamı belirlenirken güçlü bir devlet olarak hareket edilmesidir.[3]

Tabiiyeti Osmaniye Kanunnamesinde, soybağı esası kabul edilmekte olup, bazı yerlerde de istisnai olarak toprak esasının kabul edildiği görülmektedir.[4] Soybağı esasına göre vatandaşlık düzenlemelerinde, babası veya anne-babası Osmanlı vatandaşı olan kişiler vatandaş kabul edilmekteydi.[5] Ancak, anne-babası yabancı olan kişilerden Osmanlı topraklarında doğmaları halinde, ergin olmalarından 3 yıl içerisinde vatandaş olmayı talep etme hakları olduğu belirtilmiştir.[6] Ayrıca, burada soybağı esasına dayanılırken, hiçbir şekilde din bağlılığına veya dine göre bir vatandaşlık kazanım esası öngörülmemiştir.[7]

 

  1. 1312 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu

1312 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk vatandaşlık kanunu[8] olup, vatandaşlığın kazanılması, vatandaşlığın kaybedilmesi, evlenmenin vatandaşlığa etkisi şeklinde 3 ayrı bölüm olarak düzenlenmiştir.[9] İlgili kanun 17 maddeden oluşmakta olup, 04/06/1928 tarihinde 904 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış ve yürürlüğe girmiştir.[10]

Türk vatandaşlığının kazanılmasına ilişkin soy bağı esası kabul edilmiştir. Ancak, aşağıda inceleneceği üzere bazı durumların varlığı halinde, soy bağı kurulamamış dahi olsa kişileri Türk vatandaşı olarak kabul eden hususlar düzenlenmiştir.

İlgili kanun incelendiğinde, 1. maddede Türkiye’de veya yurtdışında doğmuş olsa dahi, bir Türk anne veya babadan doğan çocuklar Türk vatandaşı olarak kabul edilmektedir. İlgili kanunun 2. maddesinde ise, Türkiye’de doğan ancak anne-babası belli olmayan; Türkiye’de doğan ancak annesi ve/veya babası vatansız olan; Türkiye’de veya yurtdışında evlilik dışında Türk anne veya babadan olan çocukların da Türk vatandaşı olarak kabul edilmiştir. Burada, ilk maddede belirtilen soy bağına dayanan genel esasa istisnai olarak toprak esasına dayalı kazanımların düzenlendiği görülmektedir. Diğer maddelerde ise, evliliğin vatandaşlık üzerindeki etkisi, vatandaşlığın kaybedilmesi, yeniden kazanılması gibi hususlarda düzenlemelerin bulunduğu görülmektedir.

İlgili kanunda, vatandaşlık kazanılmasının birden çok şekilde ve kolay biçimde verilmek istendiği görülmekte olup, bu durum nüfusun arttırılması politikasına yöneliktir.[11] Burada, Cumhuriyetin ilk dönemlerinde yer alan politikaların yansıması oldukça fazla olup, var olan nüfusun korunması ve vatandaşlık verilmesi amaçları benimsenmiştir.[12]

1312 sayılı kanun, 1964 yılına kadar yürürlükte kalmış olup, 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 22/05/1964 tarihinde yürürlüğe girmesi ile uygulamadan kaldırılmıştır. Yeni kanun yürürlüğe girene kadar 1961 yılı anayasasının 54. Maddesinde de vatandaşlığa ilişkin düzenlemeler yapılmış ve vatandaşlık anayasal güvence altına alınmıştır.[13]

1312 sayılı kanunda, Türk vatandaşlığının kabulünde kamu düzeni veya milli güvenlik şartı aranmamış ve buna ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. Ancak, 1312 sayılı kanun 11. maddesinde, Türk vatandaşlığına kabul edilmiş yabancılardan Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliğine aykırı fiil ve eylemde bulunanlar ile askerlik düzenlemelerine göre yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerin vatandaşlıktan çıkarılabileceği düzenlenmiştir.[14] Bu düzenleme, vatandaşlık kabulü sırasında değil, kabulünden sonraki süreç içerisinde karar ile çıkarılabileceğine ilişkin bir düzenlemedir.

 

  1. 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu

403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu 48 maddeden oluşmakta olup, Türk vatandaşlığının kazanılması, Türk vatandaşlığının kaybı, Türk vatandaşlığının ispatı ve yargı yolu, çeşitli hükümler, son hükümler olmak üzere 5 bölüm bulunmaktadır.[15] İlgili kanun Resmi Gazetede yayımlanarak 22/05/1964 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

İşbu kanunda da 1312 sayılı kanuna benzer şekilde soy bağı esası benimsenmiş ancak istisnai olarak toprak esası kabul edilmiştir.[16] 403 sayılı kanun ile 1312 sayılı kanun arasında vatandaşlık esası konusunda benzerlik olduğu gibi, ikisinde de istisnai yoldan Türk vatandaşlığı için ikamet şartı öngörülmemiştir. Bunun yanı sıra, 403 sayılı kanun, 1312 sayılı kanuna göre daha detaylı ve ayrıntılı düzenlenmiştir.[17]

403 sayılı kanunda vatandaşlığın kazanılmasına ilişkin çeşitli ayrımlar yapılmıştır. Buna göre, Türk vatandaşlığının kazanılmasına ilişkin olarak kanun yolu ile, yetkili makam kararı ile ve seçme hakkı ile kazanma şeklinde ayrım yapılmıştır. Kanun yolu ile kazanma altında, nesep ile, doğum yeri ile, evlenme ile ayrımı yapılmıştır. Yetkili makam kararı ile vatandaşlığın kazanılmasında ise, genel olarak vatandaşlığın kazanılması ve istisnai yoldan vatandaşlığın kazanılması şeklinde ayrım yapılmıştır.

İlgili kanunda, vatandaşlığın sonradan kazanılmasına ilişkin düzenlemelerde kamu düzeni ve milli güvenliğin bir şart olarak düzenlenmediği görülmektedir. Kamu düzeni ve milli güvenliğe ilişkin unsurlar ancak madde 26[18] vatandaşlıktan çıkarılması ve madde 29’da[19] vatandaşlığın kaybedilmesinde saklı tutulan haklarda belirtilmiştir. Bu hükümler haricinde, vatandaşlığın kazanılmasına ilişkin birinci bölümde herhangi bir şekilde Türk vatandaşlığının kazanılmasında kamu düzeninin ve milli güvenliğin şart olarak aranmadığı ve kanunda yalnızca sınırlı olarak bazı yerlerde kamu düzeni ve milli güvenlik unsurlarının belirtildiği görülmüştür.

 

  1. 5901 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu

5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu, 29 Mayıs 2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 403 sayılı kanun, 22/05/1964 tarihinden 29/05/2009 tarihine kadar yürürlükte kalmış olup, yaklaşık 45 yıl boyunca uygulanmıştır. 403 sayılı kanun zamanın ihtiyaçlarını karşılayamaması, 21. yüzyılda ülkenin batı demokrasisine yaklaşması ve daha gelişmiş bir dünya devleti olmayı hedeflemesi sonucunda yeni bir tasarı hazırlanmıştır.[20]

5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu 5 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, “Amaç, Kapsam, Tanımlar ve Vatandaşlık Hizmetlerinin Yürütülmesi”, ikinci bölüm “Türk Vatandaşlığının Kazanılması”, üçüncü bölüm “Türk Vatandaşlığının Kaybı”, dördüncü bölüm “Ortak Hükümler” ve beşinci bölüm “Çeşitli Hükümler” şeklindedir.

İlgili kanunda, vatandaşlık kazanımında 2 farklı yol bulunmaktadır. Birinci doğumla vatandaşlık kazanılmasıdır. İkincisi ise, sonradan vatandaşlığın kazanılmasıdır. Doğumla Türk vatandaşlığının kazanılması, 5901 sayılı kanun madde 6’ya göre soybağı veya doğum yeri esasına göre kendiliğinden kazanılması olarak ifade edilmiştir. Sonradan Türk vatandaşlığının kazanılması ise, 5901 sayılı kanun madde 9 uyarınca, yetkili makam kararı, evlat edinilme veya seçme hakkının kullanılması olarak belirtilmiştir.

5901 sayılı kanunda, milli güvenlik ve kamu düzeni kavramları Türk vatandaşlığının kazanılmasına ilişkin şartlarda diğer önceki düzenlemelerden farklı olarak düzenlenmiştir. İlgili kanunun başvuru için aranan şartlar başlıklı madde 11’de “Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancılarda; …. (g) milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak” şartı aranmaktadır. Türk vatandaşlığının istisnai olarak kazanılmasına ilişkin Türk vatandaşlığının kazanılmasında istisnai haller başlıklı madde 12’de ise, “(1) Milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak şartıyla Cumhurbaşkanı kararı ile aşağıda belirtilen yabancılar Türk vatandaşlığını kazanabilirler…. (2) Milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek hali bulunanların talebi Bakanlıkça reddedilir.” şeklinde bir düzenleme yapılmıştır. Yine, kanunun Türk vatandaşlığının evlenme yoluyla kazanılması başlıklı madde 16’da ise “….. c) Milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama şartları aranır.” hükmü bulunmaktadır. Türk vatandaşlığının evlen edinilme ile kazanılması başlıklı madde 17’de ise “Bir Türk vatandaşı tarafından evlat edinilen ergin olmayan kişi, milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak şartıyla, karar tarihinden itibaren Türk vatandaşlığını kazanabilir.” düzenlemesi mevcuttur. Kanunun 13. maddesinde ise “Milli güvenlik bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak şartıyla aşağıda belirtilen kişiler Türkiye’de ikamet etme süresine bakılmaksızın, Türk vatandaşlığını Bakanlık kararıyla yeniden kazanabilirler.” ve 14. maddesinde “29uncu madde uyarınca Türk vatandaşlığı kaybettirenler Cumhurbaşkanı kararıyla, 34üncü madde uyarınca Türk vatandaşlığını kaybedenler Bakanlık kararıyla, milli güvenlik bakımından engel teşkil edecek bir halinin bulunmaması ve Türkiye’de üç yıl ikamet etmek şartıyla Türk vatandaşlığını yeniden kazanabilirler.” şeklinde yalnızca milli güvenlik unsurunu belirtilmek suretiyle düzenleme mevcuttur.[21]

5901 sayılı kanuna ek olarak Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik de bulunmaktadır. Bu yönetmelik, 5901 sayılı kanunun uygulanmasına ilişkin olarak ve 46. maddesine dayanılarak çıkarılmıştır. Yönetmeliğin amacı, uygulamada birliği sağlayarak, Türk vatandaşlığının kazanılması, kaybı, ispatı ve çok vatandaşlığa ilişkin işlemlerin yürütülmesinde uygulanacak usul ve esasların belirlenmesidir.

 

Yıl: 2024

Uygulama: Türk Vatandaşlığının Sonradan Kazanılması

Avukatlar: Mehmet Said Sarıbaş & Bilal Akbaba

İletişim: info@saribasakbaba.av.tr

Web site: saribasakbaba.av.tr

 

[1] Vahit DOĞAN, Türk Vatandaşlık Hukuk, B. 14, Ankara, 2017, s. 35.

[2] Ergin NOMER, Türk Vatandaşlık Hukuku, İstanbul 2020, s. 44.

[3] Kubilay DÜZENLİ, Tabiiyet’i Osmaniye Kanunnamesinden Avrupa Birliği Uyum Yasalarına Türkiye’de Vatandaşlığın Tarihçesi: Anayasalar, Vatandaşlık Kanunları ve Hükümet Programları, Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 221, Cilt 7, Sayı 3., s. 448.

[4] Doğan, s. 35.

[5] Nomer, s. 35.

[6] Doğan, s. 35.

[7] Düzenli, s. 448.

[8] Erdem, s. 34.

[9] Doğan, s. 36.

[10]https://www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/KANUNLAR_KARARLAR/kanuntbmmc006/kanuntbmmc006/kanuntbmmc00601312.pdf (erişim tarihi: 05/03/2023)

[11] AYBAY, Rona, Vatandaşlık Hukuku, s. 45.

[12] AYDEMİR, Eda, İstisnai Yoldan Türk Vatandaşlığının Kazanılması, Yüksek Lisans Tezi, Antalya, 2022, s. 27.

[13] AYBAY, s. 46.

[14] Metnin aslında “Türk vatandaşlığına kabul edilmiş olan sabık ecnebilerden:

  • Türkiye Cumhuriyetinin dahili ve harici emniyetine mugayir efal ve harekata tesaddi edenler,
  • Askerlik hakkındaki kanunların emrettiği mükellefiyetleri ifa etmiyenler,

İcra Vekilleri Heyeti kararile Türk vatandaşlığından ıskat olunabilirler.”

[15]https://www.nvi.gov.tr/kurumlar/nvi.gov.tr/mevzuat/yururluktenkaldirilanlar/kanunlar/403sayiliturkvatandasligikanunu.pdf (erişim tarihi: 05/03/2023)

[16] Erdem, s. 35.

[17] AYDEMİR, s. 29.

[18] İlgili maddede “Yurtdışında bulunup da Türkiye Cumhuriyetinin iç ve dış güvenliği ile kanunun suç saydığı şekilde iktisadi veya mali güvenliği aleyhine faaliyette bulunan veya yurt içinde bu tür faaliyetlerde bulunup da her ne suretle olursa olsun yurt dışına çıkan ve hakkında Türkiye’de bu nedenle kamu davası açılmasına veya ceza kovuşturmasına veya hükmü infazına olanak bulunmayan ve gelmesi için yapılan duyuruya rağmen üç ay içinde, savaş sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde bir ay içinde yurda dönmeyen Türk vatandaşlığını sonradan kazanmış kişiler Bakanlar Kurulu Kararı ile vatandaşlıktan çıkarılabilir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.

[19] İlgili maddede “Bu Kanun gereğince Türk vatandaşlığını kaybeden kişiler, kayıp tarihinden başlayarak yabancı muamalesine tabi tutulur. Ancak doğumla Türk vatandaşı olup da, İçişleri Bakanlığından vatandaşlıktan çıkma izni alanlar ve bunların vatandaşlıktan çıkma belgesinde kayıtlı reşit olmayan çocukları; Türkiye Cumhuriyetinin milli güvenliğine ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, askerlik hizmetini yapma yükümlülüğü ve seçme-seçilme, kamu görevlerine girme ve muafen araç veya ev eşyası ithal etme hakları dışında, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı kalmak ve bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tabi olmak şartıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam ederler. Kanunun 33 ve 35inci madde hükümleri saklıdır.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.

[20] Doğan, s. 37, Erdem, s. 36.

[21] Buradaki maddelere ek olarak; madde 28 çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden kişilere tanınan haklar başlıklı bölümde; madde 43 Türk vatandaşlığını kaybedenler veya vatandaşlıktan ıskat edilenler başlıklı bölümde de kamu düzeni ve milli güvenliğe ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır.